Antalya Çocuk Köyü Anaokulu & İlkokulu’nda eğitim, yalnızca dersliklerde değil; oyun alanlarında, ormanda, mutfakta, bahçede, hatta çocuğun kalbinde ve zihninde filizlenir. Amacımız, çocuklara hazır kalıplar sunmak değil; kendi öğrenme yollarını keşfedecekleri özgür bir ortam yaratmaktır.
Çocuğun Merkezde Olduğu Eğitim
Her çocuk biriciktir ve öğrenmenin farklı yolları vardır. Bizim yaklaşımımızda bilgi ezberlenmez; yaşanır. Oyun, deney, sanat, proje çalışmaları ve doğayla temas, öğrenmenin başlıca araçlarıdır. Çocuk, kendi sorularını sormayı ve kendi yanıtlarını bulmayı öğrenir. Bu sayede yalnızca bilgiyi değil, öğrenmeyi öğrenir.
Bilimsel araştırmalar, çocukların aktif katılım gösterdiği, deneyimsel ve oyun temelli öğrenmenin çok daha kalıcı olduğunu ortaya koymaktadır. Bizim için bu pedagojik yaklaşım, günlük yaşamın doğal parçasıdır.
Öğretmenlerimiz: Rehber ve Yol Arkadaşı
Öğretmenlerimiz, bilgiyi tek yönlü aktaran kişiler değil; öğrenme yolculuğunda çocuğa eşlik eden rehberlerdir. Onların en büyük sorumluluğu, çocuğun merakını diri tutmak ve güvenli bir öğrenme alanı yaratmaktır.
Şiddetsiz iletişim, empati, dikkatli gözlem ve pedagojik donanım öğretmenlerimizin temel özellikleridir. Çocukları dinler, onların ihtiyaçlarına alan açar ve farklı öğrenme biçimlerini desteklerler. Böylece sınıf, öğretmenin anlattığı değil; tüm çocukların katkısıyla örülen canlı bir topluluk olur.
Günlük Yaşam ve Öğrenme Ortamı
Antalya Çocuk Köyü’nde öğrenme dört duvarla sınırlı değildir.
Ormanda yürüyüş, ekolojik farkındalığı artırır.
Bahçede ekim-dikim, sabrı ve sorumluluğu öğretir.
Mutfağa girip ekmek yapmak, matematiği ve iş birliğini günlük yaşama taşır.
Atölyelerde resim, müzik, drama ya da bilim çalışmaları, çocukların kendini ifade etmesine ve üretmenin mutluluğunu yaşamasına imkan verir.
Yaş grupları birbirinden öğrenir; büyükler küçüklerin rehberi, küçükler büyüklerin hatırlatıcısı olur. Bu çoklu öğrenme ortamı, topluluk olmanın en doğal biçimidir.
Demokratik Katılım
Çocukların fikirleri okul yaşamının merkezindedir. Haftalık okul meclisi ve sınıf çemberleri, her bireyin duygu ve düşüncesini özgürce ifade edebildiği alanlardır. Çocuklar yalnızca öğrenmez, aynı zamanda kuralları birlikte koymayı, anlaşmazlıkları barışçıl yollarla çözmeyi de deneyimler. Bu süreçler, geleceğin demokratik toplumunu küçük yaşta yaşamaya başlama fırsatı sunar.
Eğitimde Serbest Oyun Yaklaşımımız
Serbest oyun (özgür oyun); çocuğun oyunu, materyalleri, arkadaşlarını ve akışını kendi seçtiği, yetişkin yönlendirmesinin en aza indiği oyun zamanıdır. Bu, yalnızca bir eğitim yöntemi değil; aynı zamanda çocukların hakkıdır: Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin 31. maddesi, her çocuğun “dinlenme, boş zaman ve oyuna katılma” hakkını güvence altına alır. Serbest oyunu çocuğun ifade özgürlüğünü ve öz-yönelimini besleyen doğal bir öğrenme alanı olarak tanımlayabiliriz.
Neden Serbest Oyun?
Araştırmalar, oyunun çocukların beyin ve beden sağlığı için vazgeçilmez olduğunu gösterir: dil gelişimi, yürütücü işlevler, öz-düzenleme, problem çözme ve yaratıcılık oyunla güçlenir.
İyi Oluş ve Ruh Sağlığına Katkısı
Serbest oyun; duyguları düzenleme, güvenli bağ kurma ve dayanıklılık geliştirme açısından güçlü bir koruyucu etkendir. Oyun; küçük çocukların dünyayı anlamlandırmasını, duygularını ifade etmesini ve yetişkin-çocuk etkileşimini zenginleştirerek ruh sağlığını destekler.
Doğa ve Dış Mekanda Serbest Oyun
Dış mekanda, özellikle doğayla temas eden serbest oyun; dikkat, odaklanma ve okul olgunluğu gibi alanlarda anlamlı kazanımlar sağlar. Bilimsel çalışmalar, açık havada oyunun bilişsel ve psiko-sosyal okul hazır bulunuşluğuyla pozitif ilişkili olduğunu gösterir.
Ortam: “Esnek Parçalar” ile Zenginleştirme
Çocuğun hayal gücü ve keşif davranışlarını en iyi tetikleyen ortamlar; çubuk, taş, kumaş, kutu, makaralar, ipler gibi açık uçlu “esnek parçalar” içeren alanlardır. Araştırmacılar bu tür malzemelerin yaratıcı düşünme ve problem çözme için yüksek değer taşıdığını belirtir.
Öğretmenin Rolü
Serbest oyunda yetişkin; gözlemci, güvenlik sağlayıcı ve kolaylaştırıcıdır. Çocuğun merakını takip eder, ortamı hazırlayıp geri çekilir; yalnızca gerektiğinde sorularla derinleştirir veya güvenlik için sınır koyar. Bu yaklaşım, çocuğun içsel motivasyonunu ve öğrenmeye yönelik öz-yeterlik algısını güçlendirir.
Okulumuzda Serbest Oyun Nasıl İşler?
- Günlük akış: Her gün, içeride ve dışarıda uzun serbest oyun süreleri planlarız; çocuklar oyunun konusunu ve materyallerini kendileri seçer.
- Zengin materyal bankası: Doğal ve geri dönüştürülebilir “esnek parçalar”, sanat malzemeleri, yapı-inşa köşeleri, dramatik oyun alanları ve hareket istasyonları hazırdır.
- Gözlem ve dokümantasyon: Öğretmenler, oyunda beliren ilgi alanlarını, sosyal etkileşimleri ve ortaya çıkan soruları öğrenme öyküleri ve fotoğraflarla belgelendirir; bir sonraki günün ortam düzenini bu verilere göre günceller.
- Katılımcı kültür: Çocuklar, sınıf kurallarından alan düzenine kadar karar süreçlerine katılır; böylece aidiyet ve sorumluluk duygusu güçlenir.
- Kapsayıcılık: Farklı gelişim profilleri için erişilebilir materyaller, net görsel ipuçları ve duyusal düzenlemelerle her çocuğun oyuna katılımını mümkün kılarız.
Serbest oyunun gücünden akademik süreçlerde de faydalanırız. Bireysel yönelimleri, grubun dikkat noktalarının saptanmasıyla akademik süreçlere giden yolu inşa ederiz. Rap söylemeyi seven çocuklara çarpım tablosunu rap müzik tarzında şarkı besteleyerek öğretiriz. Bu serbest oyun alanları olmasaydı bu ilgilerini keşfedemez ve bu süreci keyifle hale getirmekte zorlanırdık.
Velilerimizin Gözünden
Velilerimiz için okul, çocuğun sadece bilgi öğrendiği değil; güvenle büyüdüğü, kendini keşfettiği ve özgüven kazandığı bir yaşam alanıdır. Çocuklar eve geldiklerinde “doya doya oynamış, öğrenmiş ve mutlu olmuş” hissi taşır. Ebeveynler de çocuklarının yalnız olmadığını; öğretmenlerin, arkadaşların ve tüm okul topluluğunun birlikte büyüttüğü bir çocuğa sahip olduklarını bilirler.
Bizim İçin Eğitim…
Bizim için eğitim, merakın değerini bilen, doğayla uyumlu yaşayan, topluluk içinde sorumluluk alan ve özgüvenli bireyler yetiştirmektir. Antalya Çocuk Köyü Okulları’nda öğrenme; kalpten kalbe, insandan insana, doğadan çocuğa akan canlı bir süreçtir.
